Güney Azerbaycan’ın yakın tarihi ciddi şekilde araştırıldığında AzerbaycanTürklerinin Ermeni ve Asuriler tarafından mezalime uğradıkları açık ve net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Ancak Güney Azerbaycan’ın yakın tarihinde gerçekleşen bu olayların mahiyeti, failler ve sebep-sonuçları tam anlamı ile belirsizliğini korumaktadır. Bu belirsizlik günümüzde Güney Azerbaycan Türkleri ve Ermeniler arasında olan ilişkilerin de analizini ciddi şekilde zorlaştırmaktadır. Yazımızın amacı Güney Azerbaycan tarihinin en karanlık olayı olarak bilinen Ermeni ve Asuri ayaklanmasına ışık tutmaya çalışmaktır. Yazımız üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde Güney Azerbaycan’ın jeopolitiği ve büyük güçlerin çatışması, ikinci bölümde söz konusu ayaklanmanın tarihi temelini oluşturan Misyonerlik faaliyeti üçüncü bölümde ise ayaklamanın mahiyeti anlatılacaktır. Güney Azerbaycan’ın Jeopolitik Konumu ve Büyük Güçlerin Rekabeti Güney Azerbaycan Hazar denizi, Akdeniz ve Hint okyanusunun oluşturduğu üçgen arasında bir köprü ve orta doğunun kıtalarla münasebetini sağlayan stratejik konuma sahip coğrafyadan ibarettir. Ayrıca Bakü ve Musul petrollerine ulaşılabilecek bir yerde bulunması da bölgenin önemini arttırmaktadır. 1 Bu yüzden Güney Azerbaycan I. Dünya Savaşından önce de büyük güçlerin çekişme alanı haline gelmiştir. Güney Azerbaycan Rusya’nın Orta Doğudaki Yayılma Politikalarında kilit bölge konumunda olduğu için İngilizlerle yaptıkları 1907’i anlaşması ile Güney Azerbaycan’ı askeri nüfuz bölgesi ilan ederek, 1912’de işgal etmiştir. Ruslar 19. yüzyıldan itibaren Türkiye’nin doğusu ile daha yakından ilgilenmeye başlamıştı. Güney Azerbaycan’ın Osmanlı arazisi ile 450 KM ortak sınırı bulunmaktadır. Doğu Anadolu’dan İskenderun körfezine ve oradan Akdeniz’e inmek Rusya’nın temel politikası idi. Bunun için Güney Azerbaycan üzerinden Doğu Anadolu’daki etnik ve sosyal yapıdan yaralanarak Osmanlıya karşı Kürt, Ermeni ve Asurileri kışkırtmaya çalışıyordu. Lazeryev I. Dünya Savaşı’nda Rusların planı hakkında yazıyordu: “Kafkas Savaş Bakanlığı (KBO) savaşın ilk günlerinde Kürt, Ermeni ve Asurilerin (Nesturi) İsyanı için 25 bin silah, 12 Milyon mermi ve 25 bin ruble ayırmıştır. Azerbaycan’dan İsmail Ağa Simko ve Osmanlıdan Şeyh Abdulkadir, Abdulrezzak Bedirhan ve başka Kürt aşiretleri bu isyanda iştirak etmek için hazır olduklarını ilan etmişlerdir. Ama bu plan başarılı olamayınca Ruslar Ermeni ve Asurileri örgütlemeye ve profesyonel ordu kurmaya başladı”.2 İngiltere ve Fransa da Osmanlı’ya karşı Azerbaycan, Kafkasya ve Osmanlı topraklarında yaşayan Kürt, Ermeni ve Asurileri harekete geçirmeyi planlıyordu. Bu yüzden Asuri ve Ermeni liderleri ile diyaloga girmek için Culfa yolu ile Urmu’ya gelip görüşmeler düzenlediler. 3 İngiltere Güney Azerbaycan üzerinden Kafkasya ve Bakü petrolünü ele geçirmek niyetinde idi. Osmanlı devleti de (ittihatçılar) Güney Azerbaycan ve Kafkasya üzerinden Türkistan’a ulaşabilmek ve burada hakimiyet kurabilmek için gizli, geniş ve kapsamlı çalışmalar yürütürdü. Türk savaş planlarında Güney Azerbaycan’a önemli yer verilmiştir. Doğu Anadolu üzerinden herhangi bir planın hayata geçmesi için Güney Azerbaycan çok önem taşıyordu.4 1906’da Rusya Japonya ile Savaştan zayıf düşünce Osmanlılar bölgeyi ele geçirdi. Ama 1912’de 1. Balkan savaşı sırasında Azerbaycan’dan geri çekilmek zorunda kalınca Ruslar bölgeyi yeniden işgal etti.5 Böylelikle Rus, İngiliz ve Osmanlı devletleri Güney Azerbaycan’ı ele geçirmek için büyük bir mücadeleye girmiş ve Güney Azerbaycan I. Dünya Savaşının büyük meydanlarından biri haline gelmiştir. Güney Azerbaycan’ın Batısında Misyonerlik Faaliyetleri Abbas Mirza Azerbaycan’da misyonerlerin faaliyetlerini yasaklamış ve misyonerleri yabancı güçlerin casusları olarak niteleniyordu. O’nun ölümünden sonra Bazel misyonerleri Şuşa’dan ve Amerikan misyoneri Perkinz, İstanbul’dan Tebriz’e gelerek 13 Ekim 1834’te ilk toplantılarını düzenlediler. 6 Misyonerler dini hizmetlerin yanı sıra politika ile de ilgileniyor batı devletlerinin çıkarlarına hizmet ediyorlardı. Batı devletleri ise misyonerler kanalı ile bölgedeki etnik gruplarla bağlantı kurup bu grupları kendi amaçları doğrultusunda kullanıyordu. Batı Azerbaycan bölgedeki coğrafi konumu ve etnik çeşitliliğinden dolayı misyonerlik faaliyetlerinin merkezi haline geldi. Urmu’da bulunan Amerikan misyoneri Samuel Rey 1862’de İstanbul ve Petersburg’daki elçiliklerine şöyle yazıyordu: “Rus Devletinden, Azerbaycan’a hücum etmesi ve burada bulunan Nesturileri koruma altına almasını istemeliyiz böylelikle bölgede Hıristiyanlığın gelişmesinin önünü açmış oluruz”.7 Tebriz’deki İngiltere konsolosu Çarlz Stwart “Amerika Perzbitrleri, Angilikon Kilisesi, Rum Katolikleri ve Rus Ortodoks Kilisesi yalnızca Urmu’ da faaliyet gösterir Azerbaycan ve İran’ın daha çok Hıristiyan nüfusuna sahip diğer büyük şehirlerinde hiçbir dernek ve misyonerlikleri bulunmuyor” diyeyazıyordu8. Amerikan misyonerleri Perkinz ve Grant 1835 yılında Urmu’nubölgedeki faaliyetleri için merkez olarak seçtiler ve çalışmaya başladılar. 6 ayiçinde Urmu ve civarında 50’den fazla okul açıldı. Bu misyonerlerin Urmu’dakifaaliyetleri yılda 50 bin dolara mal oluyordu. Amerikan misyonerlerinin 80 yıllık çalışmaları sonucu Urmu’daki Nesturiler Rus Ortodoks kilisesine tabi oldular. Bu da Rusya’nın Azerbaycan’da nüfuzunun artmasına sebep oldu.Rus dışişleri bakanı A.A.Noratov 7 şubat 1914’te yazdığı bir mektupta, Nesturilerin Ortodoks dinine geçmelerinin çok önemli olduğunu ve bunun siyasi açıdan olumlu sonuçlar doğuracağını söylüyordu9. 1898’de Azerbaycan’da yaşayan 25 bin Nesturi’den 20 bin kadarı Rus Ortodoks kilisesine katılmıştı. Amerikalılar dışında İngilizler de Kürt Ermeni ve Nesturileri misyonerlik çalışmalarının hedefi olarak seçmişlerdi. Asur Misyonerlik Komitesi adı altında faaliyetlerini yürüten Angilikan kilisesi 1903 yılında bu komiteni Urmu’dan Van’a taşımayı uygun gördü.10 Rusya’nın Urmu misyonerliği Rusların Osmanlı ve Güney Azerbaycan’da yürüttüğü politikaların merkezi konumuna gelmişti. Rusya’nın İstanbul büyük elçisi Giers “Bizim şimdiki görevimiz misyonerlik aracılığı ile Asurilerle irtibat sağlamaktır” diye yazıyordu. Ayrıca Kürtlerle de iyi ilişkilerin devam etmesinin gerektiğini belirtiyordu. 11 Rus Ortodoks misyonerliği Batı Azerbaycan bölgesindeki Asuriler üzerinde söz sahibi olmuştu. Salmas piskopolosu Sergey: “Rusya,misyonerlik faaliyetleri ile paralel olarak siyasi misyonunu da geliştirmelidir” tezini savunuyordu12. Bölgede misyonerlik faaliyetini yürüten diğer bir devlet de Fransa idi. 1840 yılında Papa tarafından gönderilen Fransız Lazaristler Nesturilerin arasında faaliyet göstererek onları Katolik yapmak için uğraşmış ve Katolik olmayı kabul eden Nesturiler” Keldani” adını almışlardır13. Savaştan önce bunların sayısının 40 bin olduğu sanılır. Bu arada Fransa kendisini Güney Azerbaycan ve Osmanlı’daki Katoliklerin hamisi olarak görüyordu. 1914-1918 Güney Azerbaycan’ın Batısı Batı Azerbaycan’ın merkezi Urmu şehri, savaştan önce Azerbaycan’ın zengin ve gelişmiş şehirlerinden biriydi ve Tebriz’den sonra ikinci büyük şehir sayılırdı. Başkent Tahran’da sinema bulunmazken bu şehirde sinema ve tiyatro salonları mevcuttu. Bu şehrin Kürtler tarafından talanı sırasında Simko’nun yağmaladıkları arasında 50’den fazla piyano bulunuyordu14. 40-45 bin nüfusu olan şehirde 3 bin Kürt ve yaklaşık 10 bin Nesturi ve Ermeni yaşıyordu. Ayrıca Urmu Gölü ile Osmanlı sınırları arasında Kürt aşiretlerinin yanı sıra 45 bin kadar Hıristiyan azınlık da (Ermeni, Asuri, Keldani) yaşıyordu. Asuri ve ermeniler Urmu’nun güneyinde 300 ve Salmas’ın kuzeyinde 60 köyde tarımcılık işleriyle uğraşarak geçimlerini sağlıyorlardı. Yabancı gezginlerin yazdığına göre bu köyler çok gelişmiş ve güzeldi ve Asuriler herhangi bir sorun olmadan Azerbaycan Türkleri ile huzur içinde yaşıyorlardı. I. Dünya Savaşı başlamadan önce Urmu Savaş Sahnesine dönüştü. Kürt aşiretleri Ekim 1914’de Urmu şehrine saldırmaya başladı. Ruslar Nesturilere 3 bin kişilik takviye gücü ve silah gönderdi. Bu birliklere karşı harekete geçen Osmanlı ordusu ve bir aşiret taburu Urmu ve Salmas arasındaki bölgeyi işgal etti. Osmanlı devletinin savaşa girmesi ile bölgedeki tansiyon iyice yükseldi. Kürtler cihat adı altında dağlardan inip, ayrım yapmadan önlerine gelen köyleri yağmalamaya başladılar. Rus silahları ile donatılmış Ermeni ve Asuri birlikleri de Azerbaycanlıları katletmeye başladılar. Osmanlılar Sarıkamış’deki büyük askeri harekata başlayınca Ruslar Güney Azerbaycan’daki kuvvetlerini geri çekmek zorunda kaldı. Türk ordusu 4 ocak 1915’te Urmu’nu ve 14 Ocakta ise Salmas’ı ele geçirdi.r usların geri çekilmesi ile yaklaşık 20 bin Nesturi ve Ermeni de şehir ve köylerden kaçmaya başladı. Kış mevsimi olduğu için yaklaşık bin kişi yollarda öldü. Kaçmaya fırsat bulamayanlar ise Amerikan hastanesi ve Fransız misyonerlik merkezine sığındı. Bu arada Azerbaycanlılar birçok aileye kucak açıp evlerine aldı. Osmanlı ordusunun önünden hareket eden Begzada, Herki ve Zaza Kürt aşiretleri şehri işgal edip yağmaladılar. 2 gün sonra Osmanlı ordusu şehre gelince bu talana son verdi. Bu sırada Amerikan hastanesinde tifüs ve başka hastalıklar yayılmaya başladı. Filip Prays’a göre Hıristiyanlardan 5 bin Azerbaycanlılardan ise 15 bin kişi salgın hastalıklardan dolayı yaşamını yitirdi15. Mart’ın birinde Ruslar harekete geçip Salmas ve Urmu’nu işgal etti.Ama Nisan başında Türk birlikleri Halil Paşa komutası altında Van Gölü’nün güney kıyısından yola çıktı ve 16 Nisan da şehri geri aldı. 1 Mayıs’ta ise Salmas’ın kuzeyinde mevzilenen Ruslara saldırı düzenlendi. Ama Osmanlı ordusunun yanında yer alan Kürtler savaş başlar başlamaz meydanı terk edip kaçtılar. Halil Paşa ordusunu geri çekmek zorunda kaldı dolayısıyla 20 Mayısta Ruslar yeniden Urmu’ya girdi16. Ermeni ve Asuri birlikleri intikam amacı ile şehir ve köylere saldırıp katliama başladı. Osmanlı arazisinde yaşayan Asuriler(Cilo) 17 gelecekte geniş bir özerklik vadi üzerine Ruslara katılıp 10 mayısta Osmanlıya karşı savaş ilan ettiler. Bu tarihte Patrik Marşimun bir açıklama yaparak Türk yönetimine karşı 20 bin askeri gücü ile Rusların ve İngilizlerin yanında yer alacağını söyledi. Bununüzerine Osmanlı hükümeti isyanı bastırmak için Doğu Anadolu’ya bir askeri birlik gönderdi.18 1915 Ağustos ayında Asuriler Osmanlı ordusu tarafından hezimete uğrayıp patrikleri Marşimun’la birlikte Güney Azerbaycan’a doğru kaçamak zorunda kaldı19. Misyonerler bu kişilerin sayısını en az 35 bin olarak belirliyorlar. Rus ve Ermeni güçlerince desteklenen bu grup zorbalığa başlayıp köy ve şehirleri özellikle Urmu pazarını yağmaladılar ve karşı çıkan herkesi öldürdüler. Bu zamana kadar Azerbaycanlılarla huzur içerisinde yaşamış olan yerli asuriler de katliama katıldı.20 Bu olaylarda binlerce Azerbaycanlı katledildi. 1917 devriminde imparator Nicolay hakimiyetten düştü. Aralık’ın sonunda Ruslar Almanya ve Osmanlı ile Savaşın durdurulmasına dair Brest-Litofski anlaşmasını imzaladı ve Rus ordusuna Haziran 1917’de cepheden çekilme emir verildi. Rus Saldat ve Kazakları savaş meydanından geri çekilirken şehir ve köyleri yağmalamaya başladı. Urmu pazarını yağmaladıktan sonra ateşe verdiler. Ruslarla birlikte Osmanlı cephesinde savaşan Ermeni ve Asuri birlikleri de bu bölgeye geldi. Rusya’nın devrimci yönetimine tabi olmak istemeyen 800 Rus subayı Urmu’da kalıp Asuri birliklerini eğiterek Ermeni, Asuri ve Keldanilerden oluşan 20 bin kişilik bir Hıristiyan ordusu yarattı. İran’daki Rus desteğini kaybeden İngilizler de Asurilere destek vererek oluşan boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Tiflis’ten çok sayıda İngiliz ve Fransız subayı Asuri birliklerini desteklemek için bölgeye gönderildi. Amerikan misyonerleri Nesturilerin savaşa devam etmelerini sağlamak için Rusların bölgeyi terk ederken sattıkları silahları satın alarak onlara verdi. Marşimun, Aga Petros ve başka Ermeni ve Asuri liderleri Salmas’tan Urmu’ya gelerek Amerikan misyoneri doktor Şet, Rusların eski konsolosu Nikitin ve 72 kişilik Fransız heyeti ile birlikte çalışmalara başladılar. MUTWA adlı Hıristiyan bir kurul yönetimi ele geçirdi. Asuriler bölgede hakim olduktan sonra büyük bir katliam gerçekleştirerek 3 gün içinde 10 binlerce insanı özellikle çocuk ve kadınları öldürdüler. Şehir ve köylerden kaçanlar ise kışın soğuğunda ovalarda can verdi. İngilizlerin aracılığıyla şakak aşiretinin lideri Simko, Marşimun’la bir Kürt- Asuri ittifakı kurma girişiminde bulundu. Asuriler gelecekte bu bölgeyi ele geçirmek niyetindelerdi. Patrik Marşimun’u buluşmaya davet eden Simko da aynı düşünceyi taşıyordu ve Güney Azerbaycan’ın batısında bir Kürt devleti kurmak peşinde idi.21 Salmas şehrinin yakınlarında Köhneşehir’de görüşme sırasında Marşimun Azerbaycan’ın Kürtlerle Asurilerin ortak ülkesi olduğunu ve birleşerek Tebriz’I ele geçirebileceklerini söyledi. Simko Asurilerle beraber hareket edeceklerine söz verdi fakat Marşimun’u kapıdan çıkarken sırtından vurarak öldürdü. Adamları da Marşimun’la gelen 140 kişiden çoğunu öldürüp Simko’nun kalesi sayılan Çehrik’e kaçtılar. Haberi alan Asuri ve Ermeniler Petros Ağa liderliğinde Köhneşehr’i kuşatıp ateşe verdiler, yaklaşık bin kişiyi öldürdüler. Urmu’da da intikam amacı ile kapı kapı dolaşıp buldukları herkesi katıl ettiler. Simko’nun bu davranışı 10 binlerce Azerbaycanlını n ölümü ile sonuçlandı. Araştırmacıların çoğu İngilizlerin Marşimun’u Rusların çıkarlarına hizmet ettiği için öldürdükleri görüşünde birleşiyorlar. Çünkü bu olaylar sırasında İngiltere’nin ünlü casusu kolenel Lorens(Arabistan Lorensi) Simko güçlerinin başında duruyordu. Nahidi -Azer’e göre İngiltere hem Marşimun hem de Simko’ya Batı Azerbaycan’ın hakimiyetini vadetmişti. Burada tek engel Şeyh Muhammet Hiyabanî ve Azerbaycan Demokrat partisiydi.22 1918 ocağın sonunda Rus ordusunun geri çekilmesi ile Tebriz’de Hiyabanî liderliğinde (Nikitin’e göre Noberi Liderliğinde) Demokrat Partisi denetimi ele geçirdi23. Urmu’dakı olaylar Tebriz’in harekete geçmesine sebep oldu.Olaylarla ilgili Teceddüt gazetesinde şu ifadelere yer alıyordu: “Asurileri kışkırtan kimdir? 6100 kişinin ölümünden kim sorumludur? Bu olayların sorumlusu Asurileri silahla donatan Amerika misyonerleridir. Gençlerimiz annelerimizin Ermeni ve Asurilerin esiri olmasına izin vermeyecektir, biz savaşa hazırız”.24 Demokratlar bir yandan Asurilerle müzakereye otururken, diğer yandan stratejik öneme sahip ve işgal döneminde Rusların ağır silahlarının deposu olan Şerefhana Limanı’nı korumaya çalışıyordu Hiyabani’nin emriyle bir gurup mücahit limanı ele geçirme çabasında olan Asuriler’i Hoy şehrine kader geri çekilmeye zorladı. Hoy mücahitlerinin savaşa katılmasıyla Salmas şehri de Azerbaycan halk ordusunun eline geçti. Ama bir kaç gün sonra geri çekilmek zorunda kaldı. Nikitin: “Demokratların bu hareketi bizim Urmu’da mahsur kalıp etkisiz hale gelmememize neden oldu” diye yazıyordu.25 Mayıs ayında Osmanlı ordusunun birlikleri sınırı geçerek Hoy’a geldi ve oradan da Salmas’a hücum etti. Birkaç günün içinde Asuriler geri püskürtüldü. İngilizlerin emri ile Ermeni general Andrianik arkadan Osmanlılara saldırmak için Hoy’a doğru yola çıktı. Osmanlı ordusu gelinceye kadar Hoy halkı tarafından büyük bir direnişle karışılaşıp bu kenti alamadı. Osmanlı ordusu tarafından mağlup olan Ermeniler geri çekilerek İrevan’a döndü. Asuriler ise İngiliz ordusundan yardım talebinde bulundu. Sekiz Temmuz’da bir İngiliz subayı uçakla Urmu’ya gelip, yardım etmeye hazır olduklarını bildirdi. Asuri ve İngiliz birliklerinin iki hafta sonra Sayınkale’de bir araya gelmeleri kararlaştırıldı. Bu şehirde onlara silah ve sursat verilecekti. Asuriler Soğukbulak yönünden yollarını açmak zorundalardı. Fakat Savaş uzayıp şehirde yenildiklerine dair haberler yayılınca 60 bin Asuri kenti terk edip kaçtı.26Arkaları nda ise Simko’nun adamları vardı. İki Ağustos’ta Türk ordusu Urmu’ya girdi ve büyük coşku ile karşılandı. Kaçmakta olan Asuri ve Ermeniler 19 gün sonra İngiliz birliklerine ulaştı. İngilizler mültecileri Hemadan’a oradan da Bağdat’a gönderdi. Böylelikle Azerbaycan uzun bir işgal ve zulüm döneminden sonra Asuri kabusundan kurtuldu, Yabancı devletlerin ve misyonerlerin sebep olduğu olaylarda 130 bin Azerbaycanlı ve 55 bin Asuri ( Azerbaycan ve Osmanlı topraklarında) savaş, açlık, soğuk ve hastalıklardan dolayı yaşamını yitirdi. Savaş bittikten sonra Osmanlılar Azerbaycan’ı terk ettiler ama Osmanlı ordusu ile gelen yüzlerce Kürt ağır silahları ile Çehrik’e gelip Simko’ya katıldı.4 yıl boyunca ağır kayıplar veren Azerbaycanlılar şehir ve köylerine dönmeye başladığında Simko’nun yağmacı güçleri ile karşılaştılar. Binlerce insane öldürülerek, Urmu, Salmas ve çevresi Simko’nun eline geçti. Simko isyanında Urmu şehri iki yıl boyunca onun zulmüne maruz kaldı. Bu yıllarda Kürtler büyük cinayetlere sebep oldular27.
Sonuç
Asuri isyanı sonucu Azerbaycan’ın bu bölgesi otanmaz yaralar aldı. Kacar hakimiyetinin zaafa uğramasıyla yaranan otorite boşluğu bir yandan, diğer yandan Rus işgali döneminde Azerbaycan mücahitlerinin etkisiz hale getirilmesiyle Azerbaycanlılar savunmasız kalmışlardı. Bu ise Azerbaycan Türklerinin güç kaybetmesine neden olmuştu. Ticaret ve tarımla uğraşan ve yerleşim düzeni içinde yaşayan Azerbaycanlıları n bu isyan sonucu üretim ve mali güçleri tükenmiştir. Kürtler ise aşiret yapısını ve geleneksel harbi güçlerini korudukları için savaş sonunda bölgede kazanan taraf oldu. Yüzlerce terk edilmiş Türk ve Asuri köylerini ele geçirip geniş şekilde bölgede yayılmaya başladılar.
KAYNAKLAR
1.Akgül, Suat
(1995) Rusya’nın Doğu Anadolu politikası (1918'e kader), (yayınlanmamış
Doktora tezi),
Hacettepe Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara
s. 22 .
2. Bak. Berzui,
Mucteba. (2000) Ozayi Siyasi Kordestan az Sale 1225 ta 1325. Tahran.
3. Kesrevi,
Ahmet. (2000) Tarihe Hicdeh Saleye Azerbaycan, Tahran: Sedaye Muaser
(1379),s. 619.
4. Akgül, s.
18.
5. Liderholm,
Jons (1999). "1915 Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da 1. Dünya savaşı
sırasındaAsuriler ve Suryaniler (1914-1918). Araştırma. İsveç
http://www.geocitie s.com
6 Mensuri,
Firuz. (2000). Mutaleati der bareye tarih,zeban ve ferhenge Azerbaycan.
Tahran:
7. Aynı eser,
s. 476.
8. Aynı eser,
s. 512.
9. Akgül, s.
102.
10. Yonca,
Anzerlioğlü, (2000) Nesturiler. Ankara: Tamğa yayıncılık, s. 56.
11. Akgül, s.
101.
12. Aynı yerde.
13.
Anzerlioğlü, s. 68.
14. Ahmedi,
Nesr (1998). Cudayihahi der kordestane İran, İrak ve Torkiye, Nanter, Franse: Kanune
cevanane İrani, s. 21
15. Kesrevi, s.
539.
16. Liderholm Muesseseye mutaleate tarihe
muaser İran. Bonyade Mustezefan ve Canbazan, s. 488.
17. Güney
Azerbaycan’da Türkiye’den gelen Asurilere Cilo denilir. Cilo Asurilerin bir
kabilesinin
adıdır .Batı kaynakları 1914te Asurilerin sayısını 150 bin olarak belirtiyor.
18. Akgül, s.
138.
19. Kesrevi, s.
546.
20. Liderholm,
J.
21. Aynı eser
22.
Nahidi-Azer, Abdul-Hüseyin, (2000) Conbeşe Azadistan, Şeyh Muhemmet Hiyabani,
Tebriz: Naşre
kalem, (1379): s. 167.
23. Nikitin,
Musyub (1947) Hateret ve sefername.çev. Alimuhammet Ferveşi, Tahran: Kanune Marefet,
(1326): s. 240.
24.
Nahidi-Azer, s. 167.
25. Nikitin, s.
241.
26. Dnstroril,
Genral major (1979) İmperiyalizme İngilis der İran ve Kafkaz (1917-1918), çev, Hoseyn
Ansari. Tahran: Menuçehri, (2537): s. 259.
27. Nikitin, s.
255.
Dr: TALAS AVŞAR
No comments:
Post a Comment